Asimetrik Aydınlatma: Bir Anın Aydınlık ve Gölgeleri
Kayseri’de bir akşam… Dışarıda rüzgarın soğuk, ama içimdeki fırtınanın biraz olsun dindiği bir an. O anı hatırlıyorum; elinde bir fincan sıcak çay, pencereden dışarı bakıyordum. Havanın kararmasına yakın bir saatti, ışıklar yavaşça evin içini doldururken, odanın köşesinde bir şey dikkatimi çekti. Asimetrik bir ışık, başta ne olduğunu anlamadım ama sonradan fark ettim: Işık, sadece bir köşeyi aydınlatıyor, diğer köşe ise karanlıkta kalıyordu. İçimdeki garip hisle birlikte, o an tam anlamıyla çözüme kavuştum; asimetrik aydınlatma neymiş, şimdi anlıyorum.
Işığın Gücüyle Yüzleşmek
Bir süre önce, odadaki ışığı doğru bir şekilde yerleştirmeye çalışıyordum. Duvarda, eskiden beri asılı olan bir tablo vardı. O tablonun altına bir lambader koymak istemiştim ama lambaderin yerini bulamamıştım. Bu, küçük bir şeydi, aslında her şey yolunda gibi görünüyordu ama o gün sabahki olaylar kafamı karıştırmıştı. Uzun zamandır hayalini kurduğum bir şey vardı: Sonunda “o” yerden iş teklifi gelmişti ve ben bir türlü heyecanımı içinde saklayamıyordum. Ama gelen haber, beklentimi tam anlamıyla karşılamamıştı. Sadece bir mail, bir onay ama bende bir boşluk yaratmıştı.
İşte, o an her şey gibi evdeki ışık da asimetrikti. Yaşadıklarımın içinde bir eksiklik vardı ve etrafımdaki her şeyde de aynı boşluğu görüyordum. Hangi açıdan bakarsam bakayım, her şeyin bir eksikliği vardı. Işığın tek bir noktayı aydınlatması, karanlık bir alan bırakması gibi. Fakat, belki de asimetrik ışık da bu eksiklikte bir anlam barındırıyordu.
Asimetrik Aydınlatma ve İçsel Bunalım
O anı çok net hatırlıyorum, sadece tek bir odada değil, aslında zihnimde de bir asimetri vardı. Hangi bir duyguya odaklansam, bir başkası geri planda kalıyordu. Hayal kırıklığı, beklentiler… O günlerde, her şeyin yavaşça dönmeye başladığını hissetmiştim. Ama ışık gibi, bazen de her şeyin bozulmuş, eksik bir versiyonunu görüyordum. Nereye gitsem, bir şekilde bir eksiklik vardı.
Sonra, o asimetrik ışığı fark ettiğimde… İçimde bir şey değişti. Belki de her şeyde bir dengenin olmadığını kabul etmek gerekiyordu. Asimetrik aydınlatma, bana gösterdiği gibi, yaşamda da her şeyin tam olması gerekmezdi. Bir köşe karanlık kalabilir ve bu bir eksiklik değil, sadece bir tercihti. Hayatın her alanı böyle değil miydi zaten? Eksiklikler, karanlıklar bir bütünün parçasıydı.
Işıkla Barış
O an kararımı verdim. Evin her köşesinde, her duvarda asimetrik ışık olmalıydı. Belki de bu, içimdeki eksiklikleri kabul etmenin bir yoluydu. Karanlık köşeler, umutsuzluk anları da vardı, evet. Ama o karanlıkla, o anın anlamını da kabul edebildim. Artık, her ışık her köşeye yayılmayacaktı, bu benim dünyamın kuralıydı.
Sonraki günlerde bu asimetrik ışıkla barıştım. Evim de, duygularım da daha uyumlu hale geldi. Hiçbir şeyin mükemmel olamayacağını kabullenmek, bir anlamda içimdeki huzuru bulmamı sağladı. Kayseri’nin soğuk akşamlarında, evimdeki asimetrik ışıkların, beni ne kadar fazla şey hissettirdiğini fark ettim. O anın içindeki duygu, her zaman bir ışığın ve gölgesinin olacağıydı. Işıksız kalan yerlerde belki de yeni bir şeyin ortaya çıkması için bir alan vardı.
Sonuçta, Asimetrik Aydınlatma Ne Demek?
Asimetrik aydınlatma, tam da hayatın kendisi gibi. Bir noktayı aydınlatıyor, diğerini karanlıkta bırakıyor. Ama işin sırrı, o karanlıkta da bir şeyler olduğunu kabul edebilmekte. Her şeyin tam olması gerekmez. Her eksiklik, bir anlam taşıyor. O gün, asimetrik ışıklar bana duygularımın karanlıklarını da sevmeyi öğretmişti. Bazen hayatımızda bir eksiklik, beklediğimiz gibi olmayan bir şey vardır, ama o eksiklik, bir anlamda kendini bulmamıza yardımcı olur. Işık her zaman tam olarak her yere ulaşmaz ama bu, ona olan sevgimizi engellemez.